15 Ekim 2008 Çarşamba

Yoksulluk mu?.. Hani Nerede?..

Çok değil bundan on yıl öncesi,benim çocukluk yıllarımda yoksul insanlar vardı.O insanlar o kadar gururlu ve onurlu insanlardı ki.Annem o insanlara yoksul olduklarını hissettirecek davranış ve söylevlerden uzak,sanki bir komşuluk görevini yerine getiriyormuş edası ile yaklaşırdı.Yemek verirken, komşu bu bizim memleket yemeği, veya bu bizim özel yemeğimiz sizde bir tadına bakın.Giysilerden bu çocuklara artık olmuyor, daha çok yeniler senin kıza veya oğluna uyar mı acaba? gibi yaklaşırdı.Bizde çok varlıklı değildik.Orta halli bir aile idik.Ama ailemin gelir kaynağı olduğu için ona göre yaşam standartımız vardı.O günlerimiz daha güzeldi.Alışverişlerimiz ihtiyaca yönelik ve bayram ve seyranlarda olurdu.O zamanlar kitapları MEB dağıtmaz kendi imkanlarımızla alırdık.Okullar açılacağı zaman ihtiyaçlarımızı almaya babam veya annemle gittiğimizde büyük bir heyecanla alırdık.Sadece ve sadece ihtiyaçlar alınırdı.Şimdi ise çocuklarımız bile her gördüğünü ister oldu.Birde direnmeleri yok mu, insanı pes ettirir duruma getiriyorlar.Ama çocuklarımızın da suçu yok sanırım bunda.Şimdi herşey o kadar çeşitlendi ki; süslü püslü kalemler, silgiler, eğitim araçları.Öğretmenlerimiz" almayın çocuklara bunları.Derslerde onlarla ilgilenmekten dersi dinlemiyorlar bile" diyor ama nafile.Toplantılarda öğretmen bunu söylemesine rağmen duyarsız veliler alıp okula gönderiyor, diğer çocuklarda arkadaşından görüp "aynısından bende istiyorum" diye tutturuyor.Maalesef özenti burada başlıyor çocuklarımızda.Halbuki ben" kızım başkasında olan şeyi ne yapacaksın.Bak senin sahip olduğun şeyde onda yok" diyorum ama ilkokul çocuğuna bunu anlatabilmek nafile.Maalesef eskiden biz ailemizden idare etmesini, herşeyi yeri ve zamanında alınması gerektiğini öğrendik.Üstüne üstlük çocukları cezbedici çok materyalde bulunmadığı için elimizdekilerle idare etmesini ve mutlu olmasını bildik.Oyuncaklarımız bile sınırlı idi.İp atlardık.Top oynardık.Saklambaç şu an bile hatırlayamadığım grup oyunları oynar ve daha mutlu olurduk.Şimdi çocuklarımıza oyuncak alıyoruz da eve gelene kadar bıkıyorlar ve yüzüne bakmıyorlar bile...

Neyse; Neydik, Ne olduk...O şartlarda yaşayan biz çocuklar da manevi duygular çok güzeldir hala.Benim için çevremde benden müşkül durumda birisi varsa yüreğim sızlar.Elimden geleni yapmak isterim.Nitekim böyle bir durumla karşı karşıya geldiğimizde elimizden geleni yapıyoruz...

Ancak şimdiki durumumuz trajedik bir durum görüldüğü üzere. Maalesef tüketim manyağı olmuş bir toplum olduk.Bu durumlara nasıl geldik hiçbir anlam veremiyorum.Daha on yıl öncesi yurdum insanının daha seviyeli, idareli, duyarlı bir toplum olduğunu, manevi ve insani değerlerimize ne kadar önem verildiğini anlattım.Bu toplum nasıl oldu da böyle tüketim canavarına dönüştü aklım bir türlü almıyor diyeceğim ama bu da yalan olur.Çünkü bu ülkenin insanını bence bankalar cazip görünen kredilerle, kredi kartlarıyla taksit imkanı sunumlarıyla ve en az asgari ödeme tutarı "batmış balık yan gider" zihniyetine sahip insanımızı bu hallere getirdi.Kredi kartları olmazsa zaten o şatafatlı alışveriş merkezleri bir bir söner.Kredi kartlarının yüzü suyu hürmetine adım başı alışveriş merkezleri kuruluyor.Haa! buna karşımıyım asla! Sadece Toplum olarak bilinçli hareket etmiyoruz.İşin cılkını çıkartıyoruz.Herşey dozunda olmalı...

Şimdi gelelim, gerçek yoksulluk konumuza.Aslında herkes yoksul ama farkında değil.Ülkemiz borç batağı içinde iken yokluk içinde varlıkla yaşıyoruz.Bu bizi yerin dibine çektiği gibi,gözü dönmüş insanlarımız etrafında bulunan yoksul insanları görmemezlikten geliyor.Maalesef çocuklarımızda bizden gördükleri ile bu hayatı böyle tanıyorlar.İnsanı duygularını,manevi değerlerini öğrenemiyorlar veya göremiyorlar.Bu konu bana göre uzayıp gidecek. Daha bu ülkenin gerçek yoksullarından bahsedemedim. Ancak buradan bizi okuyan insanlarımızdan hep birlikte kendimize çeki-düzen vermemizi öneriyorum. Zamanımızı,paramızı ve emeğimizi, ülkemiz içinde olan varlıklarımızı lütfen dikkatli kullanalım.Çocuklarımıza da iyi örnek olalım. Onlara da birşeyler bırakmamız gerektiğini, Bu ülkenin hepimizin olduğunu ve ülkemize sahip çıkmamız gerektiğini LÜTFEN!.. unutmayalım.Ve LÜTFEN!..Gerçek yoksullara da yardım ellerimizi uzatalım...Sevgiyle ve sağlıkla Kalınız!...

5 yorum:

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çok güzel olmuş mehtap, herşeyi anlaşılır bir dil ile anlatmışsın, gerisi anlayana kalmış
Ellerine sağlık,
SEvgiler...

Unknown dedi ki...

İsteyen istediğini alsın yesin giysin istediği kadar zibidi yaşasın ya da züppe olsun amenna ama yeterki bir ramazanda zekatını versin hadi islam inancı yoksa gitsin bi yardım kuruluşuna bağış yapsın çok mu Allah aşkına bi monta ya da kazağa milyarlar veren insanlar var bu ülkede!!

Umarım bu yazıları 3-5 de olsa dikkate alan birileri olur..

Adsız dedi ki...

Anlamlı bir konuya değinmişsin birtanem,bir mercedes binen var bir de o mercedes'e benzin katan Pompacı...
Soğuklar da elleri ayakları su içinde araba yıkayan Yıkamacılar...
Tanrı'nın ADALETİ üzerimize olsun.
Sevgi ve selamlarımla...

enn pasta dedi ki...

Mehtap'cığım,kalemine sağlık canım.Üzücü ;ama gerçek...

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Nekadar doğru yazmışsın canım. Anlamlı bir konu olmuş. Yüreğine sağlık . Öpüldün canım