29 Aralık 2009 Salı

Yeni Bir Yıl, Yeni Bir Hayat

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Her yeni yılın insana getirileri olduğu gibi götürüleri de mutlaka vardır. Yeni bir yıl çocuklar için bir heyecan, bir umut. Ben çocukken 2000 yılında "28 yaşında olacağım. Ne kadar büyük bir yaş ve ne kadar çok zaman var" derdim. Bugünse inanılmaz bir şekilde zaman su gibi akıp gidiyor. Şu 10 senenin nasıl geçtiğini anlayamadım bile. Aslında ben yeni yılda insanların coşmasını, taşkınlıklar yaparak abartılı bir şekilde eğlenmelerini de hiç anlayamamışımdır. Her yeni yıl bizi bir yaş daha yaşlandırıyor ve ölüme daha çok yaklaştırıyor. Bunun eğlenilecek bir tarafını göremiyorum. Yeni bir yıla girerken bizim Rabbimizden önümüzdeki yıllar için sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı, verimli bir hayat sürebilmemiz için dua etmemiz, sevdiklerimiz ve çevremizdekiler için de böyle temennilerde bulunmamız gerekir diye düşünüyorum. Önemli olan arkamıza şöyle bir baktığımızda, ben geride ne bırakıyorumun muhasebesini yapabilmemizdir. Aslında her yeni gün, her yeni yıl bize yeni bir hayat yeni bir fırsattır. Bu fırsatları da en güzel, en anlamlı ve verimli şekilde değerlendirmeliyiz. Bu hayatta sağlığımız, huzurumuz yerinde olduğu sürece, kalbimizden sevgiyi de eksiltmeden ,hayata güzellikler katacak verimlilikte, bize sunulan bu yaşamı en iyi şekilde değerlendirmeli ve şükretmeliyiz. Çünkü hayatın insana neler getireceğini hiç kimse bilemez. Geçmişimizde keşkelerimiz de mutlaka vardır. Aslında bu keşkelerimizi de hayatın bize sunduğu bir hayat dersi olarak görürsek kendimize daha çok çeki düzen veririz. Hiç kimse dört dörtlük değildir. Herkesin hayatı boyunca hataları, eksik yönleri mutlaka vardır. Onları da hayatın akışında olması doğal, olağan bir süreç olarak görürsek, geleceğimize ışık bile tutabilir bu keşkeler. Her yaşanmışlıklar bizi daha çok olgunlaştırmalı, geliştirmeli, hatta hayata daha çok bağlamalı diye düşünüyorum. Yeter ki Cenabı Allah elem keder vermesin. Her zaman söylediğim gibi her şeyin başı sağlık ve huzur. Sağlığımız ve huzurumuz yerinde olduğu sürece gerisi sadece biz insanlara kalıyor. Yeni bir yıla, yeni bir hayata bu çerçeveden bakılması dileklerimle, herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu ve sevgi dolu nice seneler dilerim.

Resim: http://www.mailce.com

26 Aralık 2009 Cumartesi

Nihayetinde Kübra Bebekten de Selamlar...:))

Kübra bebekte arşivimde yerini aldı sonunda. Çok şirin bir bebek oldu. Elbisesini sonradan ördüm ve istendiğinde çıkartılıp değişik kıyafetlerde denenebilir. Dediğim gibi kızlarım bayılıyorlar. Özellikle değişik kıyafetler ördüğüm zaman daha çok hoşlarına gidiyor. Ayrıca hep bebek ördüğümünde farkındayım ama kız çocuğu olunca ilgi ve istek daha çok bu yönde oluyor haliyle. Bu vesile ile bende bayağı hızlandım bebek örme konusunda. Sadece saçlarını yaparken sıkılıyorum ve beni çok oyalıyor. Onun dışında diğer tarafları zevkle örüyorum. Şimdi elimde bir bebek daha var bitmek üzere. O bebek, bu bebekten de, Aslı bebekten de biraz büyük oldu. Minik kızım onun adını da Mettap koydu. Artık yetsin diyorum ama doymuyorlar. Aslında arkadaşlarımın da çocuklarının çoğu kız ve onlara da hediyelik örmek istiyorum ama ne zaman ördüğümü görseler sahipleniyorlar. Bu arada değişik oyuncaklar da örsem iyi olacak ama becerebilir miyim onu da bilmiyorum. Ayıcık olma yolunda bir oyuncağın baş kısmını ördüğümden ve bittiğinde burada yayınlayacağımdan bahsetmiştim ama gövdeyi örmeye bir türlü elim varmadı. Çocukların oyuncak sepetinin içinde o hali ile bekliyor. Galiba ben de bebek örmekten daha çok haz alıyorum gibi...Örgü her zaman beni dinlendiren eğlence olduğu için fırsat buldukça elime alıyorum ve bu şekilde değerlendirebilmek de beni mutlu ediyor. Yakında Mettap bebek de buradaki yerini alacak. Herkese sağlıklı, hayırlı, mutlu, huzurlu bir hafta diliyorum...

23 Aralık 2009 Çarşamba

Yüzümü Güldüren...:)))

Günümüzün sağlıkla ve huzurla geçebilmesinden daha güzel ne olabilir ki.Son aylarda inanılmaz yoğun bir tempo ile çalışmaktayım. Adeta koşuşturmaca geçiyor.Her iş acele.Özellikle son haftalarda bu hafta sonuna kadar bütün işlerimizi bitirmemiz gerekiyor.Hatta cuma günü mesaiyeye bile kalacakmışız.Bankadayken buna çok alışıktık ama burada ben ilk defa kalacağım.Ne yapalım duyunca üzüldüm tabii, hatta canım sıkıldı adeta.Ama tam moral bozukluğu yaşarken yukarıda masamda görülen çiçeklerin gelmesi ile keyfim adeta yerine geldi.Tam da en mutsuz bir anda yüzümü güldürdü açıkcası. Bugünlerde kitap bile fazla okuyamıyorum.Eve geldiğimde de göz kapaklarım adeta kapanıyor. Ama tabii uyumak için minik kızımın keyfini bekliyorum.Şu an da kendi kendine öyle güzel oynuyor ki, oyununu bozmak da istemiyorum.Zaten kabul de etmiyor böyle birşeyi.Yine paylaşacağım o kadar çok şey var ki.Mesela yeşim taşı ile kolyemi yaptım çok zaman önce, ama burada paylaşamadım. Amigurumi Kübra bebeğimiz de bekliyor biran önce bloğumda yerini almak için ama benim uygun zamanda resimlerini çekip, bilgisayara yüklemem gerekiyor. Bu arada sevgili Eylül bahçesinden ben bir portföy çantada aldım. Çok güzel. Gerçekten çok özenli ve şık tasarımları var arkadaşımızın. Ellerine sağlık. Yazacağım daha birşeyler var ama vaktim yok.O nedenle burada noktayı koyup, ayrılmadan önce hepinize sağlık, esenlik, huzur, mutluluk ve başarılar diliyorum. İlk fırsatta beni burada yalnız bırakmayan dostlarıma da geriye dönük güncelerini de okumak üzere ziyaret edeceğim.herşey gönlünüzce olsun.

19 Aralık 2009 Cumartesi

Yine Medya işte...



Buradaki yazımda yandaki şiir kitabından bahsetmiştim. Zaman zaman da elime alıp okuyorum. İçerisinde doğru tespitleri ile günümüz medyasının insanları nasıl esir aldığını, nasıl bir toplum yarattığını miniklerin çocuk gözleriyle öyle güzel mısralarına yansıttığı bir şiir kitabı. Ara sıra arkadaşlarımızın bloglarında da medyanın yayınlarından rahatsızlık duyduklarını okuyoruz.Televizyon olayına o kadar yabancı kaldık ki, çok zaman haber bile dinlemiyorum ve önemli gündemlerden bihaber olduğum da çok oluyor. Ancak internetten okuduğum haberlerle günü çok zaman kurtardığımı söyleyebilirim.Yani televizyonun da gerekli olduğuna ama herşey de olduğu gibi bununda ölçüsü olması gerektiğine inanıyorum.Yayınlar seviyesiz ve bağlayıcı olmamalı. Daha çok eğitici ve bilgilendirici olmalı. Kışkırtıcı, iç karartıcı, şiddetli, argolu olmamalı, ahlaksızlık içermemeli, vs. Aileleri ayırıcı değil, birleştirici, ortak izlenebilir seviyede olmalı...Kitaptaki şiirleri yazan yavruların duyguları da bu yönde ve onlar da durumun farkındalar aslında. Ama maalesef medyayı hepten yok sayamıyorlar ve dileklerini de mısralarına yansıtmışlar. Bence de yetkililer ve herkes bu duruma duyarlı olmalı ve bunun için gereken yapılmalı...Daha önce bu konu ile yazdığım yazımda, bir daha ki sefere "Nerede Benim Susam Sokağım"ı yazacağımı söylemişim ve kitaba da işaret koymuş olduğum için aklıma geldi. ve işte söz verdiğim o şiiri yazmak istedim.
NEREDE BENİM SUSAM SOKAĞIM
Nerede benim susam sokağım,
Minik kuşum,
Kardeşlik duyguları,yardımlaşma
Güzel mahallem, eşim,dostum
Televizyona küstüm.

Hepimiz polat,hepimiz Hırant,
Gazete şiddet,televizyonda şiddet
Evde şiddet,okulda şiddet
Öğretmenini,arkadaşını bıçaklayan öğrenci
Ekranda çıldırmış yaşlısı,genci

Ekranda terör,ağlayan analar...
Yüreğimiz kan ağlar,
Cenaze törenleri
Ağıtlar,feryatlar
Eşini kaybeden şirinler,ölen ferhatlar.

Televizyonda başımızdaki büyükler kavga eder,
Ekranda açlık, sefalet kol gezer
Yaşlılar üç kuruş almak için birbirini ezer
Kimi küfreder,kimi döver.
karikatüristler çizer,gazeteciler yazar.

Biri yapar, biri bozar,
Seyrediyoruz yarım kalan hava alanları,
İş ilanları
Dinliyoruz bol bol yalanları,
Atılan balonları.

Magazin denilen rezillikler dizboyu
Kim kimi aldatmış,kim kimle çıkmış
Kim hangi sevgilisinden bıkmış
Kim kime dil uzatmış
Kim ne giymiş,kim rüküş,kim iyiymiş.

Kadın aile programı diye
Zavallı kadınlar, perişan aileler ekranda
Ayşe,Fatma,Eşe,Hasibe,Türkan'da
Ocakta yemekler yanıyor
Kadınlar televizyona dalıyor...

Çözüm temiz ekran, temiz medya
Doğru haber,doğru bilgi.
Eğitime, gençlik sorunlarına biraz ilgi
Sanat,kültür,kitap...
Seviyeli programlar,
İlgililere selamlar...

Ayşenur UĞURLU
8/A Akşehir

Yüreğine sağlık Sevgili Ayşenur.Hayat hepinize tüm güzellikleri getirsin. Herşey gönlünüzce olsun inşaallah...Sevgiler...

10 Aralık 2009 Perşembe

Vatanımıza ve Geleceğimize Sahip Çıkmalıyız...

Yazılacak,konuşulacak o kadar çok şey var ki, ama neye yarıyor. Maalesef son zamanlarda ülkemizde yaşanan kaos beni de son derece huzursuz ediyor.
Neyin kavgası yapılıyor anlamış değilim. Sorunsa hepimizin sorunu. Bu vatan bizim, hepimizin. Biz Türk milleti olarak, hiçbir vatandaşımızı ayırmıyoruz ki. (sen kürtsün, sen alevisin, sen çerkezsin vs.) Bir bütün olarak düşünüyoruz. Birlik ve beraberlik içinde olup, düşmanlarımıza karşı daha güçlü olmamız gerekirken ne hak iddia ediliyor.Yaşanılanların hiçbirinde masum yan yok. Amaç ülkeyi bölmek, parçalamak, iç savaş çıkarmak, Türk'ü Türk'e kırdırmak. Sonrası zaten kolay değil mi? Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Ne büyük savaşlar, ne büyük acılar yaşandı. Ulu önder Atamızın liderliğinde Türk milleti canını ortaya koyarak yurdumuzu düşmanlardan kurtardı. Sonrasında da bize bu güzel ülkeyi teslim ve emanet ettiler. Tarihimizi düşündükçe gerçekten içim acıyor.
Bize emanet edilen bu güzel vatanımıza sahip çıkamayacak mıyız?
Kime güveneceğiz?
Bir birey olarak benim elimden ne gelir?
Tek yürek, tek bilek olmamız gerekmez mi?
Atamızın Türk gençliğine, milletine güvenine layık olamayacak mıyız?
Onun ilkelerini yaşatıp, öğütlerini yerine getiremiyecek miyiz?
Ya peki!... bizden sonraki nesillerimize bunun hesabını nasıl vereceğiz?
Bir hiç uğruna gencecik kardeşlerimiz, askerlerimiz şehit ediliyor, masum vatandaşlarımıza sokaklarda saldırılar oluyor, canlarına, mallarına gasp ediliyor.Ülke huzuru bozulmaya çalışılıyor. Günlerdir huzursuzum dediğim gibi söylenecek çok şey var...........var............var....

Ben şehit askerlerimize ve masum vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, ailelerine, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Mekanları cennet olsun inşaallah.

Bu ülke içinde yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi de birlik, beraberlik, bütünlük içinde olmaya davet ediyorum. Biz din, dil, ırk, mezhep vs. gibi etnik ayrımcılık yapmaksızın, bu ülkede yaşayan, vatanını seven herkesi kardeş olarak görüyoruz.Vatanını benimseyen, bu ülkede yaşayan herkes de buna inanmalı ve içlerindeki nifak tohumlarından arınmalı. Sevgili Atamızın dediği gibi önce yurtta barış olmalı, kardeşlik olmalı, birlik olmalı. Sonra da dünya da barış tabii ki.

Türk milleti olarak ülkemizde huzur, barış, refah istiyoruz. Bizden sonraki nesillerimize de böyle bir gelecek bırakmak istiyoruz. Bize emanet edilen vatanımıza ve geleceğimize sahip çıkmalıyız... Umudumuzun ve ışığımızın hiç sönmemesi dileğimle herkese sağlık, huzur ve esenlikler diliyorum...

4 Aralık 2009 Cuma

Bana Dairler...


Alakasız bir resim olacak ama renk olsun diye kızımın paintte çizdiği resimlerin birini
paylaşmak istedim.
Ne yazsam diye düşünüyorum. Ama birçok konuda içimde duygu ve düşüncelerimle taşıyor olsam da bunu maalesef burada paylaşamıyorum. Bloğuma sınırlı konularda yazı giriyorum. Çok özelimi paylaşmak da istemiyorum. Çok derin konularda yorumlar yapamıyorum. Daha dikkatli ve özenli olmaya gayret ediyorum.Gizemli olmuş olsaydım belki daha rahat yazabilirdim ama, beni, tanıdığım çevremden de birçok kimselerin okuduğunu biliyorum ve lütfen alınmayın ama samimi olduğum dostlarım! siz zaten bunların nedenlerini biliyorsunuz. Hatta bunları sizlerle sözel olarak da konuşuyoruz. Hatta unutuyordum, maillerimden birçok blog arkadaşlarım bazı konularda soruları da oluyor ve onlara da döndüğümde uygun bir şekilde bunu ifade etmeye çalışıyorum. Bu arada birkaç mailim var ve kotalarımda o kadar çok mail birikmiş ki, çoğunu inceleyemeden veya hiç bakmadan silmek zorunda kalıyorum. Sadece ilgimi çeken konularda gelen mailleri okuyorum. Bir de son zamanlarda bloğumda kendi sitelerini tanıtmamı isteyen ve takip listesine almamı isteyen blogcu arkadaşlarımızda çıkıyor. Sizlere de böyle mailler geliyordur diye tahmin ediyorum. Bir tanesini özellikle inceledim. Kadınlara yönelik bir siteydi. Adını şu an anımsayamadım ama tavsiye edebileceğim bir site. O sitenin tanıtımını bloğumdan yapmayı düşünüyorum ve tabii ki takip listesine de alacağım ilk fırsatta..Unutmuştum,Yazarken aklıma geldi. Site sahibi kusura bakmasın. Kendisine dönemedim bu konuda.

Bu arada, bir zamanlar bloğumu kapatıp, başka bir blog açma konusunda da bayağı bir düşünmüştüm. Sonrasında ise; Ben zaten bloğumu sıklıkla güncellemeye vakit bulamıyorum o nedenle gerek yok dedim. Ayrıca bloğumu çok da seviyordum. Burada çok emeğimin olduğunu düşünerekten emeğimi hiçe sayamadım. Bu nedenle tekrar bloğuma geri dönüş yaptım. Her ne kadar güncelleyemesem de istediğim an girip yazabileceğim, bana ait bir alan burası da. ("Bana aitsin bana aitsin.sen benimsin blog" diyesim geldi.) Daha öncede belirttiğim gibi paylaşacağım o kadar çok şey var ki, hayata dair yaptığım ne varsa ama onlarla ilgili resimleri yüklemek özellikle bana çok zor geliyor, çok zamanımı alıyor o nedenle de gecikmeler de oluyor haliyle. Son zamanlarda masaüstünden yüklediğim resimlerde kayboluyor, picassayı da beceremedim bir türlü. Sevgili Eylül Bahçesi bana maille anlatmış ama pek uygulayamadım. Okurken karışık geldi. Uygulamaya çalışırken yapabilir miyim onu da bilemiyorum doğrusu. Bugün bunları yazasım gelmiş. Herkese iyi, güzel, sağlıklı, keyifli bir hafta sonu diliyorum...