28 Eylül 2010 Salı

Safranbolu Gezimiz.....

Geçtiğimiz hafta sonu (25.09.2010) günübirlik Amasra ve Safranbolu gezi turuna çıktık arkadaşlarımızla.Yakın arkadaşım Sevgili Özlem ve arkadaşları bayram öncesi kararlaştırmışlar.  Bizimde uzun zamandır, arzu ettiğimiz bir olay olunca Özlem'ciğim beni aradı ve geziden bahsedip, "seni de yazdırıyorum katılım listemize" dedi. Bu hafta çok şükür gezimizi tamamladık. Çok da güzel geçti. Uzun zamandır çok sıkılıyordum. Çünkü tam gün çalışıyoruz, ev de işlerimiz, çocuklarımızla vakit geçiriyoruz. hayatımız inanılmaz yoğun ve rutin geçiyor. Zamanın hızına yetişemiyoruz. Buna rağmen Ankara'da birtakım etkinliklerimiz, arkadaş ortamında görüşmelerimiz olmasına rağmen, böyle bir şeye inanılmaz ihtiyacımız olduğunu geziden sonra daha iyi anladım. Çünkü değişik ortam, gezi olayı, farklı yerleri görme heyecanı bana ve arkadaşlarıma da inanılmaz doping oldu. Ben her zaman monotonluktan sıkılan bir insanım.İnsanın hayatında bir takım değişiklikler, farklılıklar  gerçekten heyecan veriyor. Gezi boyunca kendimizi çok mutlu hissettik. Buna rağmen gezerken "keşke eşimizde ve çocuklarda burada olsa" diye zaman zaman eksiklikler hissediyor insan. Ama bazı yerlerde, özellikle dağ, bayır gezerken "küçük kızım olsa buralarda rahat edemezdi" diye düşünmeden kendimi alamadım doğrusu. Ama keşke "İrem bari  benimle birlikte olsaydı, o da görseydi buraları" diye geçirdim içimden. ancak İrem'e de teklifimi yapmıştım zaten. Ama İrem "anne ben yorulurum, sonra araba da sıkılıyorum ben" dedi. Zaten uzun yolculuklarda araba da tuttuğu için üsteleyemedim. Sağolsun eşimde anlayışla karşıladı ve o gün çocuklarla da ilgilendi, bana da bu fırsatı değerlendirmem için yardımcı oldu. Geziden geldiğimdeki mutluluğumu görünce madem seni mutlu etti, bundan sonraki gezilere de arada katılabilirsin. Ruh sağlığında önemli " dedi.(ayda bir mesela) Zaten bu sene iki ayrı grupdan da teklifler alıyorum gezi konusunda.Cuma akşamı da diğer grup arkadaşlarımız aradılar. Ekim'in ilk haftası için 2 günlüğüne Afyon gezisi için. Ben de ancak günübirlik gezilere katılabileceğimi söyledim. Küçük kızım geceleri hala benimle yatıyor. Zaten Cumartesi günü gezideyken saat 6'dan sonra kızım babasına "baba annem ne zaman gelecek" diye sormaya başlamış.O saate kadar çalışmamızdan dolayı alışık oluyorlar ama belli bir saatten sonra da arar oluyorlar çocuklarımız. Yalnız Allah nasip ederse bundan sonra ki gezileri değerlendireceğiz, hayırlısı bakalım...İleriye dönük planları yapmaya başlamışlar bile. Bana sadece iştirak etmek kalıyor.
Yol boyunca eğlenerek gittik.Etrafı seyrettik. Sohbetler ettik. Rehber eşliğinde oldu gezimiz.Gezi boyunca rehberimiz tarafından bilgilendirildik.

Yolculuğumuz günübirlik Amasra ve Safranbolu gezisiydi. sabah 6.30 da Ankara'dan hareket ettik. Saat 10.00 civarlarında Safranbolu'daydık.İlk işimiz burada Ebrulu Konak'da açık büfe kahvaltı ve serbest gezi oldu. Kahvaltıdan sonra Türk aile kültürünü yansıtan müzeyi gezdik.kahvaltı yaptığımız konağın tam karşısındaydı müze. Onun detaylarını diğer yazımda paylaşmak istiyorum.
Safranbolu evleri ilgimi her zaman çekmiştir. Tarihi yerleri böyle yerinde görmek, incelemek ve bilgilenmek beni çok mutlu ediyor. Gezip, görerek bilgilenmek daha kalıcı oluyor.
Kahvaltı yaptığımız konakda Türk kültürünün tüm izlerini taşıyordu.
Biz kahvaltı için konağın bahçesini tercih ettik. Hava çok güzeldi.Uzun zamandır iştahsızlık çeken bendenizin o günden beri iştahı açıldı.Hem ortam, hem rahatlama, hem de açık havanın etkisi olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarımızla birlikte olmanın verdiği keyifinde etkisi olduğunu belirtmeden geçemiyeceğim.
Kahvaltılarımızı da güzelce yaptık ve fazla oyalanmadan öğlene kadar ki serbest zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştık.
Kahvaltımız açık büfe kahvaltı idi.
Safranbolu yöresine ait bu otantik ürünlerin hepsinde gözümüz kaldı doğrusu. Hepsi albeniliydi. Ufak çaplı alışverişler de yapıldı tabii ki.
Bunlarda tur arabalarıymış.O yöreye gidildiğinde istenirse bu arabalarla gezdiriyorlarmış da safranbolu yöresinin tüm güzelliklerini.
Ayrıca o gün orada festivalde varmış ama festivali izlemek için hiç zamanımız yoktu. Öğlen vakti Amasra'ya gitmek üzere hareket ettik. Safranbolu aslında daha detaylı gezilebilir.Gezmek için bizim vaktimiz kısıtlıydı. Yine de görmek de bize yetti doğrusu...Öncelikle arkadaşım Özlem'e ve bu geziyi organize eden arkadaşlarına teşekkür ediyorum.

12 Eylül 2010 Pazar

CALIOU BEBEK......


Herkese öncelikle sağlık, mutluluk, huzur dolu günler diliyorum. Günler o kadar çabuk geçiyor ki. Zamanın hızına yetişmekte ben zorlanıyorum açıkcası.Çok uzun bir yaz bizi bekliyor derken, yaz bitti. Tatil derken tatil, ramazan ayı derken ramazan ayı, bayram derken bayram ve referandum derken en sonunda o da bitti. Umarım ülkemiz için hayırlı, huzurlu, sağlıklı günler olur. Biz okul hazırlıklarına da başladık.İrem bu yıl altıncı sınıfa başlayacak.Yeni okulumuzun imkanları çok güzel. Ayrıca ilköğretim ile birlikte özel eğitim ve okul öncesi de olan tek bir okul. O nedenle kızlarım aynı okulda. Bizim için işyerlerimiz, ev ve okul bu sene de hep bir arada olacak. Bundan dolayı içimiz daha rahat. Deren'i geçen yıl vermiş olduğumuz kurum kreşi dört dörtlüktü her bakımdan. Personel sayıları fazlaydı. Büyük özveri ve sevgi ile işlerini yapıyorlardı. İmkanları mükemmeldi. Şimdi de öyle ama orada başlamıştı, oradan ilköğretime başlamasını isterdim. Yer değişikliği istemezdim ama kısmet böyleymiş. Gerçi kendi anaokulumuzda mükemmel. O nedenle dediğim gibi içimiz rahat çok şükür. Herşeyin hayırlısını ve sağlıklısını Cenab-ı Allah'tan diliyorum...

Şimdi asıl konum yine Amigurumiye dönmek istiyorum.Uzun bir aradan sonra. Küçük kızım benden çok sevdiği çizgi film kahramanı Caliou'yu örmemi istemişti. Bende yaz başında başlamıştım. Uzun süre sürümcemede kalmış ve ancak bitirmiş olduğum Caliou bebeğimiz huzurlarınızda. Caliou bebeğimiz bayağı bir büyük oldu. Deren "anne bunu çok büyük örmüşsün. Caliou bu kadar büyük değil ki" diyor. Ördüğüm bebekler gittikçe büyüyor. Ben ölçü ile örmediğimi daha önce de belirtmiştim. Ama sanıyorum bu da ipimin yine kalın düşmesinden oldu. Sarı ile ördüğüm gövde kısmının ipi baş ve diğer kısmı ördüğüm ipten daha ince. Bu amigurumide ip ne kalın, ne de ince olacak. Ben ona dikkat etmediğim için biraz zorluklar yaşıyorum. Evde zaten tüketmek istediğim ipler var ama baş kısmı için ten rengine uygun ipler almam gerekiyordu, onun seçimine biraz dikkat etmem gerekiyor. Onun dışında sorun yok sanıyorum.Bilmiyorum bu işi iyice ilerleten ve profosyonelleşen arkadaşlar daha iyi bilirler. Aslında bu konuda eleştirilere de açığım. Çünkü diğer bu işi yapan arkadaşları izledikçe kendimi bu konuda hala yeterli görmüyorum. Ama yine de çocukları sevindirmeye yetecek kadar ördüğüm için de mutluyum doğrusu. Buna da şükür neyse ki. Önemli olan onları sevindirebilmek. Caliou bebekte bittiği için üzerimden bir yük kalkmış gibi oldu. Bir işi sonlandırmadığım zaman, yarım kalmış işler beni rahatsız ediyor doğrusu...Bakalım siz beğenecek misiniz Caliou Bebeğimizi?...Herkese sağlık ve esenlikler diliyorum....

NOT:Bu arada bu resmi picassa web albümünden yükledim. Sanıyorum bu sefer kaybolmaz resimlerim. Geçmişe dönük yazılarımda birçok resimlerim kayıp. Maalesef onları masaüstünden yüklediğim için düzeltme şansım yok.

7 Eylül 2010 Salı

Nice Bayramlara.....



Herkesin Ramazan Bayramını en içten duygularımla kutluyor; aileniz ve tüm sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, hayırlı ve mutlu nice bayramlar diliyorum. Herşey gönlünüzce olsun!...