23 Aralık 2015 Çarşamba

Büyü Dükkanı

Kızımın edebiyat öğretmeninin kızıma hediye ettiği Büyü Dükkanı, Psikolog Sayın Yeşim TÜRKÖZ tarafından kaleme alınmış Psikoterapi öykülerinden oluşan kurgusal, masalımsı tatta bir kitap. Büyü dükkanındaki her bir öyküde dükkana gelen müşterilerin ruh hallerinde kendinizden de bir şeyler bulabilirsiniz. Kendinizi o müşterinin yerine koyabilirsiniz. Büyü dükkanına gelen her bir müşteri satıcıdan hayatlarına dair bir takım isteklerde bulunuyor. Satıcı, müşterilere dükkandan her şey alabileceklerini ancak bunun karşılığında mutlaka bir bedel ödemeleri gerektiğini söylüyor. Satış esnasında gerçekleşen bu diyalogda ise okuyucunun da kendinden bir şeyler bulabileceği iç hesaplaşma başlıyor. Gelen her bir müşteri kendi hayatlarında eksiklik olarak düşündükleri arzularına karşılık, satıcının istemiş olduğu bedeli ödemeye cesaret edememesi ile kendi iç dünyasında çelişkileri başlıyor. İsteğine karşılık ödemesi gereken bedelin buna değip değmeyeceğini, ödediği bedel karşılığı sahip olduğu arzusunun onu gerçekten mutlu edip edemeyeceğini veya bu bedeli ödemeye cesaretinin olup olamayacağını sorgulatarak iç hesaplaşmaya sevk ediyor. Bu iç hesaplaşma ile hayatımızdaki güzelliklerin farkına varmamız gerektiğini, geçmişteki yaşanmışlıkların da hayatımızda önemli yeri olduğunu, elimizdeki değerlerle de hayatımızın anlamlı ve güzel olabileceğini görmemizi sağlıyor. Kısacası hayatımızı sorgulamamız gereken; yaşanılan her anın kıymetini bilmemiz gerektiğini, elimizdeki varlıklarımızla, değerlerimizle de mutlu olunabileceğini hatırlatan gerçekten de insana psikoterapi olabilecek nitelikte bir kitap...

21 Aralık 2015 Pazartesi

Hayata Güzellik Katmak...

Merhabalar, Yeniden yazmaya ve paylaşmaya karar verdim.Yazmaktan ve paylaşmaktan her ne kadar keyif alsam da, son yıllarda üşenme durumlarım oldu.Tabii ki bu arada çok verimli çalışmalarım, kazanımlarım, keyif aldığım uğraşlarım oldu.Daha önce bunlardan da bahsetmiştim.Bunların sonucundan inanılmaz büyük keyif aldım. Bu keyifli uğraş ve kazanımlarımı çevremde sevdiklerimle de paylaştım.Ancak burada tekrar paylaşmak için bir türlü başlangıç yapamadım.Çok şükür günlerimiz dolu dolu ve verimli geçiyor.İnsanlar hayata pozitif bakarak ve en önemlisi kendilerini keyiflendirecek, gururlandıracak uğraşlar edinerek hayatı eğlenceli hale getirebilirler aslında. Ama maalesef etrafımızda o kadar çok görüyoruz ki; yapacak birşey bulamayıp, sağa sola çatan, kendi acizliğini görmeyip, başkalarının dedikodusunu yapan, bununla kendini avunduran insanlar var etrafımızda. Zavallı olarak görüyorum ben onları. Kendilerine de yazık ediyorlar. Oysa; "Nazar Etme Ne Olur, Çalış Seninde Olur" :)) felsefesinden yola çıkarak, başkaları ile meşgul olmak yerine kendilerine güzel uğraşlar bulsalar, sosyal aktivitelere katılsalar,kitap okusalar, hiç birşey yapamıyorlarsa çiçek yetiştirseler, kendilerine çok şey katmış olurlar. Hayatları anlam kazanır, bu hayatta bir amaç edinmiş olurlar. Sonuçlarından ise kendilerini değerli hissetmelerine ve çevreleri tarafından da takdir edilmelerine ve saygı duyulmalarına vesile olmuş olurlar. İyilik ,bilgelik, verimlilik, paylaşımcılık manevi boyutta insanları her zaman güzel yerlere taşır. Ben bunu söylerim ve bunu yaparım. Umarım o tür insanlar kendi acizliklerinin farkında olup, silkinirler diyor ve asıl konuma değinmek istiyorum. Elimden geldiğince tekrar Hayata Dairlerimi paylaşmaya devam edeceğim. Elimin dokunduğu, ben de keyif veren her türlü paylaşımlarıma burada yer vereceğim. Bugün ise Terraium çalışmama yer vereceğim.
Terrariumun anlamını, tesadüfen annemlerin yazlıktaki bahçelerinden getirdiğim succulent çiçeğini, cam fanus edindikten sonra içine ekip,yanına da minyatür kaktüs türevleri arayışına girdiğimde öğrenmiş oldum.Benim kendi tasarımım sanıyordum .Ancak bana ait bir fikir olmadığını ve bu tür bir çiçek yetiştirmenin de son zamanlarda yaygın olduğunu, adınında Terrarium olduğunu internette tesadüfen öğrendim.Anlamı ise "terra" Latince'de toprak, "arium" ise "aquarium", yani bildiğimiz akvaryum demek olduğundan "terrarium"; toprak akvaryum" imiş.Terrarium ile karşılaşmadan önce camı seviyor olduğumdan; yazın tatile gittiğimde denizden getirdiğim taşlarla ve deniz kumu ile dizayn ettiğimde kumsalda yetişen bitki görünümü veren dekoratif bir görünüm elde edeceğimi düşünmüştüm. Gerçekten de çok şık duruyor.
Her ne kadar böyle bir tasarım var olsa da, ben evde kendi olanaklarımla ve emeğimle kendi terrariumu yapmış oldum. İlk yapma fikrimden sonra bayağı bir oynayıp, tekrar tekrar düzenledim ve en son hali ile evimde her zaman görebileceğim, keyifle bakabileceğim bir yerde yerini aldı.Şimdi ise içindeki bitkilerimin büyümesini ve daha yoğun bitkisi ile daha gösterişli olmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Bu bile insana haz,keyif veriyor ve umutlu bir bekleyiş için, anlam katıyor. Siz ne dersiniz?

9 Ekim 2015 Cuma

Nereye Gidiyoruz..?...

Yazmak isteyip de yazamamak.Daha doğrusu nereden ve nasıl başlayacağımı bilememek. Oysa duygularımı düşüncelerimi, hayata dairlerimi tekrar klavyeye dökmeyi o kadar çok istiyorum ki...Sanıyorum son zamanlarda ruh hallerimizde gel gitlerimiz var.Ülkemiz adına geleceğimiz adına endişelerimiz var.Ülkemizin ve milletimizin gidişatından açıkcası endişe duyuyorum.Geleceğe umutla bakmak gerekirken endişe ile bakıyorum. Sanıyorum çoğumuzda aynı endişeyi duyuyordur.Belkide dünyada böyle ve dünyamız kirleniyor maalesef.Yaşadığımız güzelim ülkemizde gördüklerim(iz) şahit olduklarım(ız) beni(bizi) çok üzüyor ve elimizden birşey gelmiyor maalesef.Ben her zaman kişinin en önce kendinden(kendimizden) başlamalıyız düzeltmeye diyorum.Çocuklarıma da en başta biz düzgün olacağız ve çevremizdekilere de iyi bir örnek olarak bu zinciri genişleteceğiz diyorum. Örneğin bulunduğumuz çevreyi korumayı, temiz tutmayı, değerlerimize sahip çıkmayı, insanlara karşı her zaman nazik olmayı, yardımsever olmayı, hayatımızı iyilik ve güzellikler üzerine kurmayı ilke ediniyorum ve çocuklarıma da bunu öğretmeye çalışıyorum. İyiliği güzelliği ilke edinenlerin sayısı maalesef günden güne azalıyor. Umut ediyorum ve tavsiye ediyorum. Çünkü birileri bizden etkilenecek, o birilerinden de başkaları, başkalarından da daha başkaları diyerek halka büyüyecek diyorum...Diyorum demesine de; şu an buna maalesef artık kendim de inanmıyorum.Çünkü önce niyetlerimizi, gönlümüzü temiz tutmak gerekiyor.Bu dediklerimi ancak gönlü temiz insanlar idrak edebiliyor. Bu durum beni her ne kadar üzsede, yine de düzgün bir insan olmaktanda vazgeçmek istemiyorum. En azından vicdanım rahat olsun.Ben elimden gelenin en iyisini yapıyorum diyebileyim.Keşke de etrafımıza ilham olabileceğimiz örnek alınabileceğimiz durumlarla karşılaşsak.Keşke herkes iyi niyetli olsa.Kötülükten kötülük doğuyor işte.Ellerine ne geçiyor.Öyle bir devirdeyiz ki, iyi niyetinizi suistimal edenler, alay edenler, enayi yerine koyanların sayısı günden güne artıyor.Rabbim hepimizi, evlatlarımızı iyi niyetli insanlarla karşılaştırsın inşaAllah. Ne kadar acı bir durum. Kötüler güçlü, iyiler ahmak, ezik falan...onlara göre.İyi insanların yüzü suyu hürmetine belki de hayatlarını idame ettiriyorlar ama bunun farkında değiller. Onlar iyi insanları ezmeye, onların emeklerini sömürmeye, eziyet ve kötülük yapmaya devam ediyorlar sadistçe.Şu an içimden geçen bunlar.Çok şükür iyi insanlar, değerli insanlar yok mu hayatımızda. Tabiiki de var. Ancak ben hayatın içinde gözlemlediğim genel durumlardan dolayı karamsarlaşıyorum maalesef. Gidişatımızı iyi görmediğim için. En başta trafikte bile insanlarımız öyle canavarlaşıyorlar ki, kural tanımıyorlar, kimsenin kimseye saygısı yok. Hep bana hep bana diyen egoist bir millete dönüştük.Kuralları ve başkalarının haklarını ihlal etmeyi uyanıklılık olarak gördük.Biz diyorum, çünkü maalesef bizde bu milletin birer fertleriyiz.Bireyselleştik, toplum olmayı unuttuk.Ama maalesef her zaman dediğim gibi birlik ve bütünlük olmanın toplumları, milletleri daha çağdaş, medeni, güçlü yapacağını, daha da ileriye götüreceğini ya idrak edemiyoruz, ya da önemsemiyoruz. Hepimiz gelecek nesillerimize güzel, huzurlu, güvenli bir ülke bırakmak isteriz ama nedense toplumsal birliğin ve bütünlüğün önemini hiçe sayıyoruz...:((

9 Eylül 2015 Çarşamba

Buruk Bir merhaba :((

Uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar, Yazmayalı epey zaman oldu. Bunun da bazı nedenleri var elbette ki...Nedeni çok zaman yoğun oluşumdu. Yoğunluğumun olmadığı zamanlarda da ara vermemden kaynaklı isteksiz ve soğukluk oldu. Yoğun dönemlerimde kendi adıma çok verimli ve faydalı şeyler yaptığıma inanıyorum.Bu dönemlerde iş ve özel yaşantımdaki sorumluluklarımın yanında yüksek lisans ve ikinci lisans eğitimimi tamamladım. Bir şeye yoğunlaştığım zaman ekstra başka şeylere vakit ayıramıyorum.Herşeyi sıraya göre yapmak gibi bir yapım var...O nedenle zaman zaman bazı şeyleri ertelediğim veya es geçtiğim durumlarda oldu.Bu arada biriktirdiğim çokça mevzularımda oldu. Tekrar bunları paylaşabilir miyim bilemiyorum. Ama paylaşmayı tekrar yazmayı, yazabilmeyi çok arzu ederim. Okul dönemlerimiz herkeste olduğu gibi bizlerde de yoğun geçmekte. Yazın bolca vakit olur diyoruz, o zaman da farklı yoğunluklar çıkıyor.Derken bir bakmışız yaz da bitmiş.Umarım herkesin sağlığı, huzuru yerindedir.Tabii ki kendi meşgalelerimizi yaşarken ülkemizde tatsız olaylara da ne yazık ki şahit oluyoruz.Ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum. Özellikle emniyet güçlerinde görev yapan askerlerimizin, polislerimizin Rabbim yar ve yardımcısı olsun.Şehit olan asker ve polislerimize de Rabbim rahmet eylesin.Mekanları cennet olsun inşaAllah...Özellikle ailelerine, sevenlerine Rabbim sabırlar versin inşaAllah...Söylenecek çok şey varken söyleyememek, çaresiz kalmak gerçekten içimizi acıtıyor.Tüm dünyada herkes ülkesinde, vatanında huzur,güven içinde yaşasa. Onlar bize, biz onlara misafir olsak. Misafirperverliğimizi göstersek. Kötülükler yok olsa.İnsanlara zarar vermek isteyenler, insanların huzurunu bozanlar, canlarına mallarına kastedenler yok olsa.Herkes kardeşçe, dostça güvenle,sevgiyle yaşasa. Bu dünya daha güzel olmaz mı?..Çok mu zor bu...Neyin kavgasını yapıyorlar...Bu dünya herkes için gelip geçici... Hayat devam ettiği sürece herkesin Rabbim nasip ettiğince rızıklarını veriyor...Rabbimize tevekkül edip, biz insan olarak, kul olarak üzerimize düşeni yapıp sevgiyle,saygıyla, hoşgörüyle, merhametle, iyilikle yaşayabilmeyi öğrensek... Hayat çok daha güzel olur...Hiç de zor değil. Sadece insanoğlu hayatı zorlaştırıyor. Ülkemiz üzerinde yaşanan kaos ve diğer ülkelerde, Ortadoğu da yaşanan üzücü olaylar bizi aşıyor maalesef ama ne yazık ki çaresiz kalmak ve geleceğimizden endişe duymak, yaşananlara karşı seyirci kalmak içimizi acıtıyor. Hayatın içinden, şöyle bakıyorum kendimize aslında gerçekten çok acılar var etrafımızda, çok canlar yanıyor, çok hayatlar kararıyor. Ama sıradan bir durum gibi kabullenmek gerçekten içimizi acıtıyor. Bunun adı çaresizlik...Dediğim gibi aşıyor bu durum bizi...Allahım zorda olanlara, vatansız, yurtsuz kalıpta yaşam mücadelesi için çabalayan insanlara sen çıkar yol ver...O insanların mağduriyetlerinden yararlanmaya çalışan insanlara fırsat verme...Ülkemizin de kaos ortamından biran önce çıkmasını, refaha kavuşmasını Yüce Rabbimizden diliyorum. Milletçe sağlık, huzur ve güven içinde yaşayabilmeyi ve geleceğimize, yarınlarımıza umutla bakabilmeyi,arzu ediyorum... Görsel kaynak:http://www.benimsayfam.com/pps/vatan-millet-bayrak.asp

2 Eylül 2015 Çarşamba

........

İzin dönüşü bir ara picassa albümlerime bakarken, bloğa bağlantı kısmını gördüm. Bende bugün denemek istedim. Picassa'da bulunan albümlerimdeki resimlerimden birini bloğumda kullanmıştım, ancak daha sonra görüntüsü kaybolmuştu. Diğer yayınladığım birçok yazılarımın resimlerinin görüntülerinin yok olduğu gibi. Bugünde bir deneme yapayım dedim ve Picassa üzerinden resmi kullandığım postumun linkini bloğa bağlantı verdim. Ancak vermiş olduğum bağlantı bloğuma yeni post olarak düşmüş. Farkeden okuyucularım bu da ne böyle demiş olabilirler. Farkettiğim anda kaldırdım yayından resmi. Aslında iyice incelenip, daha detaylı çalışmalar yapılabilir ama bayağı bir vakit ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Maalesef benim buna vaktim yok. Sevgili Eylül Bahçesi de bloğunda picassa'dan resim yükleme ile ilgili bir yazıyı görsel olarak anlatmıştı. Böylece bloğunuzdan resimlerin görüntüsü kaybolmuyormuş.Sizde de böyle sıkıntılar olduysa eylül bahçesinin yöntemini kullanıp, picassa üzerinden yükleyebilirsiniz resimlerinizi.