"Av Mevsimi" filmine gecikmeli de olsa, yeni sezon filmleri gösterime girerken, vizyondan kalkmadan, bu hafta sonu arkadaşlarımızla birlikte gidebildik. Aslında bir süre sonra televizyonda da gösteriliyor ama televizyonda hem izlemek için fırsat olmuyor, hem de izlemeye kalkışsanız bile durmadan reklam ile insanın izleme şevkini de kırıyorlar.
Bundan önce de en son gittiğimiz film "Newyork'ta Beş Minare" idi. "Av Mevsimi" bana sıradan bir film tadında geldi. Çok eleştiri almasına rağmen ben "Newyork'ta Beş Minare' yi daha çok beğendim. Gerçekten film için çok emek ve para harcanmış. Çok kaliteli ve Türk sineması için büyük bir gelişme idi bana göre.
Neyse "Av Mevsimi" bana sıradan filmlerden farksız geldi demiştim. Film için olumsuz şeyler söylemek istemiyorum. Çünkü emek verilip yapılmış sonuçta, saygı duyuyorum. Sadece benim için sıradan olduğunu belirtmek istedim. Özellikle şunun altını çizmek isterim burada. Filmi bana sıradan kılan etkenin, yakın zamanda Ahmet ÜMİT'in "Kavim" adlı kitabını okumam olduğunu düşünüyorum. Film "Kavim" adlı kitapla aynı formatta idi. Sadece olayın konusu farklıydı ve daha basitti. Filmin sonunu kısa bir süre içinde çözebildik. Oysa Kavim'de olaylar farklı farklı boyutlara kayıyor ve okuyucuyu bile şaşırtıyordu. Kitap başından sonuna kadar gizemini korumaya devam ediyordu. Ayrıca öyle sürükleyiciydi ki, okurken film izliyormuş gibi olayları ve kahramanları gözümde canlandırabiliyordum. İkisi de polisiye, ikisi de maceralı; Her ikisinde de emekliliği gelmiş, tecrübeli ve yıllarını bu işe vermiş komiser ve yardımcılarının bir cinayetin izini sürmeleri ve bu süreçte yaşanan olaylar zinciri. O nedenle izlemesem de olurmuş dediğim bir film. Ama "Kavim" i iyi ki okumuşum diyorum. Çok keyif alarak okudum çünkü. Tabii genelde filme konu olan eserler izlendiğinde, okunduğu tadı vermiyor çok zaman. O nedenle "Kavim" i film olarak izlesem düşüncem ne olurdu bilemiyorum. Kitaptaki kadar keyif almazdım belki de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder