25 Ekim 2010 Pazartesi

Amasra'dan Sonra...

25 Eylül tarihinde arkadaşlarımızla Amasra-Safranbolu gezisine katıldığımdan bahsetmiştim.Safranbolu  hakkında yazımı yazmıştım ama Amasra'yı geciktirdim. Araya başka şeyler girmeden bu yazımı da aradan çıkarmak istedim bugün. Çünkü Amasra gibi güzel, şirin beldeden bahsetmeden geçmek ve anım olarak bloğumda yerini almadan olmazdı. Gerçekten de hayran olduğum yerlerden biri. Hem küçük, şirin bir yer. Doğası, denizi ile ve hatta havası ile beni oldukça etkiledi. Doğrusunu söylemek gerekirse bir ayağımın orada olmasını çok isterim. Güney sahillerini genelde yazın tercih edebiliyoruz ama çok sıcak bulduğum için bir süre sonra sıkılabiliyorum oralardan. Amasra hem yeşil alanı fazla, hem de harika bir manzaraya sahip. Gün batımını bile izleyebilmek gibi bir şansa da sahip oluyorsunuz burada. Ben yine resimlerle anlatmaya çalışacağım.
Buradaki çay bahçesinde, (Amasra'yı hem tarihi yerlerini, hem de otontik çarşı gezmelerini yaptıktan ve yemeğimizi yedikten sonra kahvelerimizi içerken) gün batımını izledik.Arkadaşlarımın da benimde en çok keyif aldığımız an bu andı.Serin havanın eşliğinde kahvelerimiz yudumlanırken, sohbet eşliğinde günün batışını izledik uzun bir süre.
Amasra'nın koyunun gün battıktan sonraki görünümü
Bu da gündüz görünümü. Hava bir serin, bir sıcaktı.Ceketlerimizi bir çıkardık, bir giydik.Ama yine de güzel bir havaydı.
Çekebildiğimiz kadar bol resim çektik.Gerçekten muhteşem manzarası var.Her bir yerini karış karış fotoğraflamak istedim.
Burası da tavşan adasının olduğu yer. Arkadaki küçük adayı Atamızın silüetine benzetirlermiş. Ben de benzettim.Ya siz?
Daha yakından çekilmiş hali. Alın, burun, ağız, çene ile bir insan yüzünü andırıyor.Üstelik Atamıza da benziyor gerçekten de. Daha önce de bununla ilgili bir yazı yazmıştım. Sevgili Atamız ülkemizin dağında, taşında, toprağında, her yerinde diye...
Karşıdaki tepelerde yeşilliğin içinde deniz manzaralı evlerden birine bende sahip olmak isterim. Hafta sonları ve yıl içinde kısa süreli tatillerde şehir havasından uzaklaşmak ve dinlenmek için tercih edebileceğim yerlerden doğrusu.
Yeşil ve deniz (Mavi)
Otantik hediyelik eşyaların satıldığı yerler. Daha çok ahşap üzerine çalışılmış buralarda.

Resimler her zamanki gibi rastgele düzenlenmiş yine. Arkadaşlarımızla birlikte şu meşhur Çeşm_i Cihanda bol balık ve bol salata yedik.
Ayrıca Amasra'yı gezerken pazarın içinden de geçtik.Organik ve ev yapımı ürünlerin bulunduğu bir pazardı. Kendimize yük yapmak istemediğimiz için pek birşey alamadık ama herşey o kadar tazeydi ki, insan pazarını orada yapmak istiyor ama tur arabasında nereye koyacağımızı bilemediğimiz için bakmakla yetindik. İleri de kısmet olur da tekrar gidersek kendi arabamızla, o zaman bol bol alışveriş de yapılabilir. Bu arada ben mısırı sarı renkte bilirdim. Hiç bu kadar çeşitlisini görmemiştim.Tatları nasıldır acaba onu da bilmiyorum. Ama görüntüleri çok hoştu. Mor, turuncu, sarı, kırmızı, siyaha yakın renkte ve hatta ebruli mısırlar...Bunlar doğal mı, acaba?....
Sağlık ve esenlikler diliyorum....

3 yorum:

mine dedi ki...

Amasraya gitmemiştim hiç şirin bir yer

Üfürükten Prenses dedi ki...

Fotoğraflar görünmüyor..

Mehtap dedi ki...

Kendiliğinden yok olmuşlar sevgili üfürükten prenses.nedenini de bilmiyorum.şimdide ilgilenemiyorum fazla bloğumla.resimlerle anlamlı aslında anlattıklarımız ama yapabileceğim bir şey yok maalesef.nasıl görünür yapabileceğimi bilmiyorum doğrusu.sevgiler.