8 Mayıs 2010 Cumartesi

Okuduklarıma Dair...

Çocukla Çocuk sitesinden sevgili Fulya'nın Kitapları Çizelim başlıklı postunu okuduğumdan beri bende bu konuda çizmenin geleceğe dair izler taşıyacağını, güzel bir anlamı olacağını düşünüyorum. Ancak Fulya'nın yazısından sonra okuduğum kitapları çizmeye karar vermeme rağmen bu seferde bir türlü kitaplarımı çizmeye kıyamadım. Benim kitaplarım da gerçekten çok kıymetli. Kitap sever arkadaşlarımında benimle aynı düşüncede olduklarını biliyorum ve eminim bu konuda beni çok iyi anlayacaklardır. Kitaplarımın üzerine bu kadar çok titrerken bazen, okurken elimde görüp "sen bitirdikten sonra da ben okuyayım" diyen ve okuduktan sonra kitabımı bir türlü getirmeyen veya parçalayıp getirenler de oluyor maalesef. İçine düştüğüm durumu tahmin edemezsiniz. İşte bu yüzden pek kimseden kitap almam ki, bende kitaplarımı vermek zorunda kalmayayım diye. Ancak hatırımın geçtiği kişilerden ve kardeşlerimden alırım, o da emanettir diye öncelik sırasını o kitaba ayırır ve en kısa zamanda okumaya çalışır ve aldığım gibi de teslim ederim. (Eğer beğenmişsem kitabı kütüphanemizde de bulunması ve ileride kızlarımında okuması için satın alırım da daha sonra.) Ama maalesef herkes bu kadar hassas olamıyor.

Neyse konum tabii ki bu değil. Çizme konusu idi. Kendimi böyle bir kitap okurken düşündüm de; eminim kısa kısa notlar alınmış, altları çizilmiş kitaplar benim okuma dikkatimi dağıtırdı. Kitaba konsantre olamazdım herhalde. Ben genelde sıfır, yeni alınmış kitaplar okurum. Şimdiye kadar elime böyle bir kitap da geçmedi. O nedenle kütüphanemizdeki kitapları şayet çizerek okursam ileride kızlarım okurken onlarda benim gibi okumaya yoğunlaşamama durumları yaşarlar mı acaba diyorum. Aslında okurken yanımızda kağıt ve kalem bulundurup, kısa kısa notları ve hoşumuza giden satırları o kağıda yazmak da olabilir. Ama bunu yapmaya da ben üşenebilirim doğrusu. Ben fırsat buldukça elime alıyorum, daha çok da evde isem, uzanarak okumayı daha çok seviyorum. O nedenle yanımda ekstra kağıt kalem bulundurma zahmetine girmek de istemem tembelliğimden...Birde tez canlıyım.Kitap okurken de şöyle içime sindire sindire okuyayım demem. Çünkü bir an önce bitirip, aklımda olan diğer kitaba geçme düşüncesi vardır. O nedenle geçiktirmekten de rahatsızlık duyarım. İşte zaman zaman garip huylarımızla ilgili mim konuları geliyor ya, bir garip huyumda bu...

Hiç yorum yok: