12 Eylül 2008 Cuma

Evliliğe Dair...

Kadin için ve Erkek için Evliligin ne anlama geldigine kafami takmamışımdır hiç. Ancak bir gece ansizin bu konuya takiliverdim.Bir psikiyatrist "Evlilik erkek için depresyonu azaltan, kadin için ise artiran bir faktördür. " demis..Kadinlarda ruh hastaliklari ve bozukluklar siklikla 30-35 yas arasinda görülüyormus. Kadinlar gününün gecesiydi. Esim bana anlamli bir çiçek yollamisti. Çiçek kafes içerisinde tek bir kirmizi güldü. Hediyeyi alinca epey inceledim. Bildigimiz tavuk kümes telinden kafes yapmislar ve içine dekoratif bir sekilde bir gül yerlestirmisler. işimle evim arasında hakikaten pek küçük bir alanda yasiyorum. İşlerimden dolayı öyle çarsi pazar gibi keyiflerim hemen hemen hiç yok. Kafesteki gül çalisma masamda tam karsimda duruyor ve her baktigimda beni hüzünlendiriyor.Onun kafesini kesmek atmak istiyorum. O gece yattik, isiklari söndürdük ve ben bazen oldugu gibi makineli tüfek gibi konuşmaya başladım.O da sessizce beni dinliyordu.Dinliyordu biliyorum çünkü arada nefes aldigim zamanlarda bir iki kelime bir seyler söylüyordu.Ona evliligin erkekler için müthis bir keyif, kadinlar için ise kendi rizalariyla içerisine atladiklari bir kafes oldugunu anlattim. "Varlikli ya da yoksul hiç fark etmez. Erkek evlenince pek çok sorumluluktan kurtulur. Bekar bir erkek düsünelim. Yalniz yasiyor olsun.Bulasik,çamasir yikamasi ya da temizlikçi bir kadin alip en azindan direktifleri vermesi gerekir. Evinin düzeninden kendi sorumludur. Ne yiyecegine kendi karar vermelidir. Banyodan sonra banyoyu temizlemeli, ütülerini bir kadin tutsa bile zaman zaman yapmalidir. Mecbur kaldigi zamanlar olacaktir. Yere bir sey döktügünde temizlemek zorundadir, günlük kullandigi lavaboyu, banyo ve tuvaleti temizlemezse o pislik içinde yasar. Yani yasaminin sorumlulugu kendisine aittir. Bir de evli bir erkek düsünelim; evi temiz ve bakimlidir, bu konuda kafa yormaz çünkü nasil olsa karisi bu konuda yeterince kafa yormaktadir. Eve temizlikçi aliniyor olsa bile bunun kontrolü kadindadir. Aksam evde ne pisirecegim diye düsünen evli erkek gördünüz mü ? Ben görmedim, belki vardir ama ben rastlamadim. Bulasik, çamasir, ütü hep kadinin sorumlulugundadir ve evli erkegimiz gömlegini ütülü bulamazsa karisina çatma hakkina da sahiptir.Gömlegi henüz yikanmamissa da karisina çatabilir ve karisi da suçlu suçlu cevaplar. Kadinin asil depresif kisilik gelistirme sürecini tamamlayan etken çocuklardir. Pembe panjurlu evde bir gün bir bebek dogar. Aile çok mutlu olur. Kadin bebegini elbette çok sever. Ancak bebek bakima çok muhtaçtir ve bunu yapacak kisi de annesidir. Baba da zaman zaman bebegi yikar, bakar ama ZAMAN ZAMAN ! Görev annenindir. Bebek günde 8-9 kere bezini kirletir, her gün banyo yapmasi gerekir, günde 7-8 kez beslenir ama anne sütüyle. Hiç bir evli erkek baba bu sabira sahip degildir. Belki anne de sahip degildir ancak yapmak zorundadir. Sirin bebek geceleri 4-5 kez uyanir ve aglar, yorgun anne her seferinde firlayarak onunla ilgilenir. Yorgun baba çok yorgun oldugu için uyumasi gereklidir.Bebekle anne oynar, gazeteleri anne okuyamaz, televizyonu anne seyredemez.Anne artik adanmistir. Evine... kocasina... ve bebegine...Annenin isi bu kadarla da bitmez günümüz kosullarinda ekonomik yükü de paylasmak zorunda oldugundan çalismak mecburiyetindedir. Bakici ve kreslerle anne ugrasir.Bebegini güvenli ellere terk edip isine geri döner ama akli tüm bu sorumluluklarindadir. Hiç bir zaman bu sorumluluklardan uzaklasamaz, çocuklari anneannesine (dedesine degil) birakip tatile çikilsa bile kadinin kafasinin bir yani geride kalmistir ve artik hiç bir tatil eskisi gibi degildir ve olmayacaktir. Iste bu noktada kadinin beyni ufak tefek "YORULDUM" mesajlari vermeye baslar. Çarpintilar, endise, hormonal dengesizlikler.. Belki bir ileri safhasi olan panik ataklar.. Evli erkegimiz karisina neler oldugunu anlamakta zorluk çeker, üzgündür.Karisinin artik kendisini eskisi kadar çok sevmedigini düsünmektedir. Olayin bununla hiç bir alakasi yoktur ancak erkek bunu görmekte çok zorlanir. Bu dönem riskli bir dönemdir çünkü erkek kendisini sikica sarmalayacak ve ihtiyaci olan sefkati çamasirlarini bulasiklarini yikamadan ve çocuklarina bakmadan verebilecek baska bir kadinla karsilasabilir ve bu elbette ki onun suçu degildir. Evdeki kadin o kadar yorgun ve o kadar mesguldür ki erkek bu sefkat ihtiyacini gidermekte kendini sonuna kadar hakli bile görebilir. Hepsi degil elbette ama bazi erkekler bunu böyle yaparlar. Kadinin bunu fark etmesi uzun sürebilir.Sorumluluklari, evi, isi, çocuklari, yemekleri arasinda sikisip kalmis olan kadin bir gün kafasini kaldirip kocasinin nerede olduguna bakmak ister ve onun baska sefkatli kollarda oldugunu görür. Bu noktada bosanan kadinlar olabilir. Bosanma sonrasi sefkali kollarina sigindigi kadinla evlenen erkekler olabilir ve bu evlilik sonrasi o sefkatli kadinin nasil olup da eski karisina dönüstügüne sasiracak olan bu erkekler gene de olayi tam olarak kavramayacaklardir.Evliligin erkegi bir cariye sahibi kadini da ruh hastaligi sahibi yapmakta oldugunu kavramalari zaman alir, ancak gene de evlilikten vazgeçmezler çünkü ruh hastasi olan kendileri degildir ki, kendileri cariyeye, geysaya sahip olan taraftir ve belki 2 yada 3.evliliklerinden sonra artik seslerini çikarmadan oturur ve durumun keyfini çikartirlar.Zaman zaman ilk evlilige neden devam etmedikleri sorusu da bu asamada kafalarina takilabilir. Ama kisir döngüyü bu döngüye girmeden anlayamayacaklarini anlamislardir, Son pismanlik fayda etmez. " Iste kocama bir solukta bunlari anlattim. Ne denli dikkatle dinlemis oldugunun farkinda degildim, hatta uyumus olabilecegini düsünmüstüm. Ancak o uyanikti hem de fazlasiyla uyanikti. Konustuklarimdan etkilendigini söyledi, bana sarildi ancak tam bu sirada bebek aglamaya basladi bende bebegin yanina gidip onu uyuttum.Döndügümde kocam uyumustu. Yanagina bir öpücük kondurdum . Psikiyatristimle bir sonraki randevum ertesi gün sabah 10 daydi, saati kurdum ve yattim.

21 yorum:

pelince dedi ki...

Sayfa düzenin değişmiş ,şaşırdım biraz:).
Yazdıklarını hepimiz yaşıyoruz,dünyanın en zor işi anne ve baba olmak...Bu duygular sonradan edinilmiyor bence doğarken varoluyorlar ama bunu geliştirmek,eğitmek bizim elimizde...
Paylaşım için teşekkürler....

Adsız dedi ki...

Yaşım 28 bekarım bu yazıdan sonra 38'me kadar da evlenmem herhalde :D

Sahibi Babalar niçin var?
Parayı da Anneler kazanmıyor mu?

Biz doğuruyoruz bari onlar emzirseydi,hay allah tövbe tövbe...

Ayışığım,blogun çok güzel olmuş.Çok beğendim.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Okurken yoruldum, biran geriye gidip tekrar bunları yaşayacağımı sandım ve korktum. Ne yazık ki geçlik işte böyle bitiyor. Rahata erdiğimizi düşündüğümüz yaşlarda da ağrılar sızılar rahat vermiyor. Ne yapalım yaradılışımızın bize sunduğu bu ve yine de çok güzel şeyler bize verilmiş.
Bir bebeği karnında taşımak veya onu memeyle beslemek kadar güzel bir duygu yaktur emin ol.
SEvgiler...

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

:))))) :))))))
ahh be canımm ...
dahasıda var...
bunlara birde kardeş ve okul da eklenecek :(((
daha dahaasıı var......

KADIN OLMAK BİZİM ÜLKEMİZDE ÇOK ÇOK DAHA ZOR HAKLISIN !!!!!!

SVGLR

Mehtap dedi ki...

Pelinciğim, nasıl beğendin mi?Yeni sayfa düzeni mi?

Evet eşler karşılıklı anlaşıp birbirlerine destek olduktan sonra sorun teşkil etmez.sevgiler canım.
--------------

Royalrojanam canım evlilik konusunda seni korkutmak istemezdim.İnan bana şimdiki nesil daha şanslı erkekler eşlerine daha çok destek oluyor.Anlatırken ürkütücü gibi gelebilir ama bütün bunları kadın evinde huzurlu olduğu zaman keyifle yapıyor.
Bloğumun yeni temasını beğendiğine sevindim.teşekkür ederim.sevgiyler canım.
------------------

Mehtap dedi ki...

Nur ablacığım ömür böyle gelip geçiyor işte değil mi?Arkanıza baktığınızda da herşey bir rüya gibi.Benim büyük kızım dokuz yaşında,nerdeyse genç kız olacak,daha doğumu dün gibi.Hayırlısı.Bütün bunları yaşarken sağlık ,huzur,mutluluk diliyorum herkese.sevgiler ve saygılar diliyorum.
--------------------
Bir dut misali öncelikle hoşgeldin canım.Haklısın bende şu an aynen senin dediğin durumdayım.Kardeş,okul falan,bir de kardeşler arası yaş farkı.Bizi bayağı zorluyor ne yapalım sağlık olsun.sevgiler canım.

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, kadınların işi ne kadar zor. Evlilikten bazne korkuyorum valla. Gerçekten çeşit çeşit durumlar oluyor. Kolaymı o akdar sorumluluğu almak. Çok güzel bir paylaşımdı canım. Sağol. Öptüm kocaman.

Mehtap dedi ki...

Canım yine de korkutmak istemem.Güzel yanlarıda var.Önemli olan derler ya ruh ikizini bulmak.Umarım gönlüne göre sana layık evliliğe merhaba demeni isterim.Herşey gönlünce olsun.sevgilerimle.

Gökkuşağının Rengi dedi ki...

Kadınların işi hep zor yaaa.Haksızlık:)))Canım blogun çok güzel olmuş bayıldım valla.Ellerine sağlık.
Sevgilerle öptüm canım.

LoLa dedi ki...

kadın olmak zor kız çocuk olma yükü,kız kardeş olma yükü, eş olmak,evlat olmak,anne olmak derken kadının sırtındaki kambur hiç gitmiyor...

Kızıl dedi ki...

Mehtapcığım yani şablon çok şeker duruyor, bahsettiğin konu ise tartışılası bir konu. Kadın olmak gerçekten çok zor evli bekar farketmez. Hele bir de üzerine anne olmak eklenince daha da fena. Ne diyeyim canım, Tanrı yardımcısı olsun tüm kadınların. Sevgiler ve iyi haftalar...

Kafesteki gül olayı ise, bence tam da halimizi anlatıyor :( durum içler acısı yani. Ama her şeye rağmen hayat çok yaşanılası bir yer.

Mehtap dedi ki...

gökkuşağım haklısın canım ya.Aslında bazen düşünüyorum da insan olmak çok zor.Çünkü herşey insanlar için.Allahtan dileğim sağlıklı,huzurlu,mutlu,hayırlı ömürler diliyorum herkese.
Bloğumun temasını beğendinize sevindim teşekkür ederim.Çok şık ve sade olmuş değil mi?
---------------
Lolacığım haklısın ama yine de hayat güzel ve yaşanılası.sağlık olsun diyelim.sevgiler.
---------------
Pandoracığım bloğumun temasını beğendiğine sevindim canım.teşekkür ederim.Sende çok haklısın canım.Ama dediğin gibi hayat yaşanılası güzellikle.sevgiler canım.

Gönül dedi ki...

canım yaaa nede güzel bişi paylaşmışsın bizimle...bebekte tam ağlayacak zamanı bulmuş yani:))) uyusana be çocukk:))) öpüyorum canikom..sevgilerimle

Kızıl dedi ki...

Canım mimlendin umarım dahil olursun, sevgiler...

Adsız dedi ki...

Kadın olmak güzel ama insan yazdıklarını okuyucnla erkek evlat doğurmak istiyor doğrusu.Ayrıca psikaytriste gitmek her konuda çok işe yarıyor bunu utanmadan herkes yapmalı ve paylaşmalı diye düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

Herşeyi o kadar doğru ve güzel anlatmışsın ki; inşallah bu yazın bir çok erkek tarafından da okunur...ben de evli ve 2 çocuk annesi olarak; çok etkilendim yazından...sahi neden bu kadar yük biz kadınların omuzlarında...henüz 31 yaşındayım ama senin de dediğin gibi o kadar yorgun hissediyorumki kendimi...bazen günlerce uyumak istiyorum...aslında günümüz erkeği bir nebzede olsa değişti..artık daha anlayışlı, paylaşımcı...ama kurallar değişmedi maalesef...kabul etmeli erkekler; bizim yükümüz gerçekten çok çok ağır...

Blogunu ziyaretimin bir diğer amacıda, blogcuları tek bir adreste toplamayı hedefleyen yeni paylaşım ve tanıtım platformumuz...seni de aramızda görmek isteriz...
www.blogcaforum.com

Mehtap dedi ki...

haklısın gönülcüğüm hayatın gerçekleri işte.Çocuklarda böyledir işte.ne yapalım canları sağ olsun.sevgiyle ve sağlıkla kal canım.
-----------------------
Pandoram canım ilk fırsatta mime cevap vereceğim ama yaşamın kıyısında Nur ablamızda beni mimlemiş senden önce onu da cevaplandırmam gerekiyor.sevgilerimle
--------------------------------
Canım craft womanım benim, bence de kadın olmak güzel.Evet ruh sağlığı da en az beden sağlığı kadar önemli.sevgiler canım.
-----------------------------------
Emelsen canım ziyaretin için çok teşekkür ederim.Düşüncelerine aynen katılıyorum.ama sağlık olsun diyorum.
Canım platforma davetin içinde ayrıca teşekkür ediyorum.Bu konu ile düşüncelerimide bloğuna yazdım.sevgilerimle.Her zaman beklerim.

saklıdefter dedi ki...

Hayatta her güzelliğin bir zorluğu var.Kadın olmanın zorluğu ve güzelliği dengede sanki,tartıyor birbirini...
Şablonun yakışmış, şeker olmuş çünkü:) sevgiyle kal canım...

Mehtap dedi ki...

Şaziyeciğim hoş geldin canım.Uzun zamandır yazışamıyorduk.şablonumu beğendiğine sevindim teşekkür ederim canım.dediğin gibi herşey bu denge üzerine kurulu haklısın canım.sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

İkinci bebeğimden sonra ben de çok sıkıldım ve yaşadığım dar çevreyi bırakıp kendimce daha geniş bir çevreye taşındım. Yeni arkadaşlar ve hobiler edindim. Akşamları arkadaşlarımla tiyatro, sinemaya gitmek, kafede toplanıp kahve içmek gibi yeni hobiler edindim. Yürüyüşlere başladım, şehir dışı gezilere katıldım. Bu dediklerimi hala yapıyorum çünkü evli olmak demek "Kafesteki gül olmak" demek değil. Ben de insanım ve benim de yaşam alanım ve kültürel yaşantım olmalı. Evimi asla ihmal etmedim ancak bazen yemek yapmadım, dışardan sipariş vermeyi öğrendim, evim daima temiz ancak iki günde bir değil haftada bir gün temizliyorum. Canımın sıkıldığını anladığım anda eşimin şefkatli kollarına değil, arkadaşlarımla sohbet etmeye gidiyorum. Bence evli iken kız arkadaşlar çok önemli ve evlendim diye onlar asla ihmal edilmemeli. Roman okumak da başlı başına bir eylem ve bana kalırsa hayatı depresyonunu azaltmada olmazsa olmaz bir eylem. Eşim baştan beri bana yardımcı olurdu, kızlarımızın bakımı, yemesi, içmesi, banyosu aramızda hiç sorun olmadı. Ben bunlara rağmen iç sıkıntısı yaşadıysam tüm bunları tek başına yüklenen hemcinslerim ne haldedir düşünemiyorum. Aslına bakarsan, düşünüyorum. Yani diyorum ki "ben çıkıyorum" mesela, eşime diyorum ki "benim canım sıkılıyor, Ayşe'yle gezicez biraz", veya "filanca yere gidiyoruz". Bunu yapamayan kadınlar neler yapıyor, iç sıkıntılarını nasıl geçiriyorlar diye zaman zaman düşünüyorum yani. Kadın olmak zor tamam ama bir çıkış yolu bulup ruhu feraha kavuşturmak da azcık bizim elimizde bence. Unutmayın, biz her zaman "verici" olmazsak "alıcı" da karşımızda bekleyip durmaz....

Peki sen nasılsın? Bu yazından sonra hayatında bir değişme oldu mu?

Mehtap dedi ki...

Canan hanım öncelikle hoş geldiniz bloğuma ve benim şu an hayatımı yazmışsınız evet.dediğiniz gibi birçok hemcinslerime rağmen şanslı olduğumuz halde bir boğulmuşluk, monotonluk yaşadım.Bir arkadaşımla birlikte bizde artık fırsatlar yaratık birlikte yemeğe çıkıyoruz, birlikte aktiviteler yapıyoruz ve en sonda günü birlik turlara katılıp gezip görmek istediğimiz yerler için planlar yaptık.daha bir tanesi gerçekleştirildi.Çünkü araya tatiller falan girdi.Bayramdan sonra inşaallah yer kararlaştırıp başlayacağız.Ve bunu eşlerimizle paylaştığımızda da anlayış gösterdiler.Hafta sonu yapılacak geziler ve çocuklarımızla da eşlerimiz ilgilenecek.Bir de bu blog da yazma olayı bana ilaç gibi geldi.Eşimle bu konuda anlaşamıyoruz.Çünkü geceleri işimi gücümü hallettikten sonra başına oturuyorum ve yattığımda epey bir vakit geçmiş oluyor.sağlığımı bozacağım uykusuz kalıyorum diye çok kızıyor ve interneti iptal edeceğim diyor, bende sakın ha diyorum.Nedenlerini sıralıyorum işte.Açıklayıcı yorumunuz için teşekkür ederim.sevgiler.