
Öncelikle kitabın konusu ile ilgili olarak düşüncelerime değinmek istiyorum. Çocuklarımıza karşı her zaman sevgi ile yaklaşmalı, onları dinlemeli, karşılıksız, koşulsuz sevmeliyiz. En önemlisi onların da bir birey olduğunu unutmamalı, duygu ve düşüncelerine, değerlerine önem vermeliyiz. Onları sevgi, saygı, hoşgörü çerçevesinde özgüven kazandırmak için tüm desteğimizi sağlamalıyız. Maalesef daha önceki mim konulu yazılarımda da belirttiğim gibi mükemmeliyetçilik takıntım olduğu için çocuklarımı yetiştirirken de bu özelliğimin hezeyanına uğradığımı düşünüyorum zaman zaman. Bu nedenle arada bu tür kitaplar okumak beni kendime getiriyor. Bildiğimiz de olsa doğruların farkında olmamızı sağlıyor. Kesinlikle el altında olması ve zaman zaman okunması gereken kitap türlerinden.
Çocuklarımız bizim gelecekteki modellerimizdir. Bir çocuk ileri de yetişkin bir birey olduğunda anne ve babalarından almış oldukları davranışları ve karekteristik özellikleri taşırlar. O nedenle çocuklarımıza en iyi model olabilmek ve çocuklarımızı yetiştirirken saygı, sevgi, güven ortamına dikkat etmek gerekir.Uzmanlar anne baba "ne ekerse, onu biçer" diyor. O nedenle bu konu da hassas davranmalı, çocuklarımıza örnek olacak olumsuz davranışlardan sakınmalıyız. Sigara içen bir anne baba çocuğuna sigaranın zararlarını anlatırken ne derece etkili olabilir ki. Çocuklarımızı sabırla dinlemeyi bileceğiz. Eğer biz çocuklarımızı dinlemez ve onun düşüncelerine duygularına ortak olmazsak, çocuklarımız bunu dışarıda mutlaka bulur. Onları dinleyen birileri mutlaka olur. Ama bu çocuklarımızı dinleyen ne kadar güvenilir olur, orasını bilemeyiz. O nedenle başkaları değil, çocuklarımızı en başta biz dinlemeliyiz. Daha çok yapılan hatalardan biri çocuklarımızı dinlemiyor ve "ben çocuğumu anlamıyorum" diyoruz. Dinlemeden anlamak mümkün mü? Tabii ki mümkün değil. Çocuklarımızı dinlemediğimiz gibi kendi bildiğimiz doğruları o tazecik beyinlerine doldurmaya ve almak istemese de zorla kabul ettirmeye çalışıyoruz. Kitabın yazarı sayın Mahmut Açıl "zararın neresinden dönülürse kardır" diyor. "Çocuklarınıza davranışlarınızla örnek olun ve en önemlisi de davranışlarınızla onları karşılıksız sevdiğinizi hissettirin" diyor.
Kitabımın bitimi ile denk gelen bu mim konusunu yazmadan önce belirtmek istediğim birşey var. Benim bu kitabım bu sefer 160 sayfalık bir kitaptı. Ben de o nedenle 160.sayfanın son cümlesini yazmayı uygun buldum. Kitabın sonlarına doğru genel olarak eşlerle ve aile içi olan iletişimde sevginin beş diline de değinmiş. O nedenle konumuz çocuklarımıza sevgiyle özgüven kazanımı iken, eşler arasındaki iletişimde dikkat edilmesi gereken hususlara da değiniyor ve "Her eş, kendisinin ve eşinin kişilik yapısını bilmeli, zayıf ve güçlü yanlarını tespit etmeli, özellikle sevgi dilleriyle ilişkilerini düzenlerken, eşinin hangi desteğe, değişime ve gelişime ihtiyacı var, tespit etmeli ve ona nasıl yardımcı olacağını öğrenmelidir" diyerek kitabı sonlandırıyor yazar.